14 Aralık 2012 Cuma

Gençler güne akıllı telefonlarıyla başlıyor [İnfografik]


Cisco firması Y jenerasyonunun alışkanlıklarıyla ilgili bir araştırma yapmış ve çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmış.
Araştırma 18 ülkeden  18-30 yaş aralığındaki 1.800 gençle yapılmış.
Araştırmaya göre gençler güne akıllı telefonlarıyla başlıyor. Araştırmaya katılan 10 katılımcının 9 ‘u sabah yatağından kalkmadan önce maillerini kontrol ediyor ve sosyal medya sitelerie mesaj gönderiyor (tweet atıyor veya durum güncelliyor).Bu davranışı diş fırçalamak , okula gitmeden önce giyinmek gibi ritüeller arasında görüyor.

Yine araştırmaya göre sabaha bu eylemle başlayan akıllı telefon kullanıcıları güne yine aynı şekilde devam ediyor. Kadınların %85′i akıllı telefonlarından e-posta göndermeyi, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlarda gezinmeyi sevdiğini söylerken bu oran erkeklerde %63 olarak belirtiliyor.
Aynı zamandan katılımcıların %40′ından fazlasının akıllı telefonlarını kontrol etmediklerinde sanki bir parçalarını kaybetmiş gibi hissetiklerini ifade etmeleri internet bağımlılığı gibi akıllı telefonlara olan bağın giderek güçlendiğini ortaya koyuyor.
Diğer yandan araştırma sonuçlarına bakılırsa akıllı telefonlara sadece Y jenerasyonu bağımlı değil. Verilere göre bilişim teknolojileri sektöründe çalışan kişilerin %40′ı her 10 dakikada bir akıllı telefonlarından olan biteni kontrol ediyor.
Rapora göre mobil cihazlar sadece bir başlangıç. Zamanla daha fazla insan ve cihaz bu sürece katılacak ve buradaki potansiyel hızla artacak.Dünyanın bir çok yerindeki Y jenerasyonuna göre akıllı telefonlar dizüstü bilgisayarların tek rakibi.
Araştırma sonuçlarıyla ilgili birde infografik yayınlamışlar.

Araştırmanın detaylarının yayınlandığı link 

13 Aralık 2012 Perşembe

Google’ın harita uygulaması Google Maps iPhone’a geldi


iOS 6′nın çıkması ile birlikte, kendi haritalar servisini devreye sokan Apple için işler pek de iyi gitmemiş, Apple CEO’su kullanıcılarından bu yüzden özür dilemek zorunda bile kalmıştı.

Apple’ın bu hamlesi karşısında kendi uygulamasını yazmaya başlayan Google çalışmalarına hemen başlamıştı.
Google, bugün resmi blogundan yaptığı açıklama ile, Google Maps’in iPhone için çıktığını duyurdu. Ücretsiz olarak AppStore üzerinden indirilebilecek uygulama, Apple haritalarından dertli iPhone kullanıcılarına ilaç gibi geleceği tartışılmaz.
Uygulamanın desteklediği diller arasında Türkçe olmasına rağmen Google Maps bu yazıyı yazdığımız esnada Türkiye AppStore’de bulunmuyor ama çok kısa zaman içerisinde geleceğini tahmin ediyoruz.
Gelen uygulama üzerinde 2B ve 3B harita seçenekleri de bulunmakta ve arama da önemli bir yeri kapsıyor. 80 milyondan fazla işletme ve noktanın kayıtlı bulunduğu Google Maps’te, bu noktaları arayıp, mekanlarla ilgili detayları ve ulaşım bilgilerini de kolayca bulabiliyorsunuz. Bu arada Google Haritalar uygulamasının navigasyon özelliği de bulunuyor. Trafik durumu bilgilendirme desteği de ülkemiz için açık olmasa da uygulama genelinde mevcut. Ancak Google’ın bu özellikleri yakında Türkiye’ye getireceği, Yandex.Trafik ve İBB Trafik servislerine güçlü bir alternatif olacağını tahmin etmek güç değil.
Bu arada Google geliştiricileri de unutmamış. Bundan böyle iOS için yazdıkları uygulamaya, Google Haritalarını eklemek isteyen geliştiriciler Google’ın Google Haritalar iPhone uygulaması için çıkarttığı SDK’yı kullanabilecek. Bununla ilgili olarak da Google’ın geliştiriciler blogunda bir yazı yayınlandı.
Toplam 40 ülkede, 29 dilde iOS 5.1 üstü tüm iPhone ve 4′üncü jenerasyon iPod touch’lar için çıkan Google Maps, sanıyorum ki pek çok iPhone kullanıcısı tarafından indirilecek ve kısa süre içerisinde en çok indirilen iOS uygulamalarından olacak. Daha uygulama çıkalı çok kısa bir süre olmasına rağmen, uygulamaya gelen yorumlar da gösteriyor ki kullanıcılar da Google Haritalar’ın iPhone versiyonuna bir hayli sevinmiş durumdalar.


Kaynak : Webrazzi

3 Aralık 2012 Pazartesi

Facebook EdgeRank Algoritması


Facebook’ta yüzlerce arkadaşınız var ve aynı şekilde onlarca belki yüzlerce sayfayı takip etmektesiniz. Her gün arkadaşlarınız ve takip ettiğiniz sayfalar gönderide bulunurken, Facebook haber akışınızda (news feed) bütün bu gönderilerin hepsini görüyor olamazsınız değil mi? Hele ki gönderi yoğunluğunun hayli fazla olduğu akşam saatlerinde aslında takip ettiğiniz birçok marka sayfası gönderide bulunuyor fakat siz hepsini göremiyorsunuz; çünkü Facebook böyle istiyor!
Peki bir de sayfalar açısından bakalım. Bir markanın binlerce takipçisi olan Facebook sayfasını yönetiyorsunuz. Gönderdiğiniz her içeriğin bütün kullanıcılarınıza ulaşmadığının farkındasınızdır. Hatta ortalama bir değerle gönderilen içerikler takipçilerinizin sadece %16′sına ulaşıyor. “O kadar takipçi var neden ulaşılan kişi sayısı çok az.” yorumlarını da yaptıysanız, yanıtını aşağıda veriyorum.
Takipçilerin %96′sı takip ettikleri markanın Facebook sayfasına ilk ziyaretten sonra tekrar uğramıyor. Edgerank bu açıdan çok önemli.
Takip ettiğiniz her sayfanın ve bütün arkadaşlarınızın iletilerini elbette göremiyorsunuz. Bir düşünün, Facebook kullanımının en yoğun oluğu anlarda böyle bir şey söz konusu olsaydı Facebook haber akışınız çöp kutusundan farksız olurdu. Sizinle ilgili ilgisiz her şey haber akışınıza düşer ve haber akışınız hızlı bir şekilde güncellenirdi. Oysa oldukça rahatsızlık verici olan bu durumun önüne Facebook’un geliştirdiği algoritma sayesinde geçiliyor. Bu hem Facebook’un hem de kullanıcıların menfaatine. Peki ya marka sayfaları? Hal böyle olunca Facebook’taki şirket sayfalarının da bu bilinçle yönetilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. Çünkü sayfanızı takip eden çok küçük bir yüzde sizin paylaşımlarınızı görebiliyor. Ancak bunu artırmak mümkün…
EdgeRank Nedir?
Facebook’un geliştirmiş olduğu algoritma sonucunda hangi içeriğin hangi kişinin haber akışında gözükeceğinin kararı alınmış oluyor. İşte bu kararın alınmasını sağlayan algoritmaya EdgeRank diyoruz. EdgeRank temelde 3 değişken tarafından hesaplanarak, kullanıcıların news feedlerininin nasıl şekilleneceğini belirlerken aynı zamanda sayfaların da erişim gücünü (erişebildikleri kullanıcı sayısı) ortaya çıkarıyor.
EdgeRank’ın oluşmasındaki üç değişken; Affinity Score, Ege Weight ve Time Decay.
Peki bunlar ne anlama geliyor?
Affinity Score:
Affinty Score, en öz ifadeyle; sizinle içerik sağlayıcı arasındaki geçmiş ilişkiyle oluşuyor diyebiliriz. Facebook daha önce bir içeriğini beğendiğiniz sayfanın içeriklerini beğenme eğiliminde olduğunuz, yine beğenebileceğiniz varsayımında bulunuyor. O sayfanın sizin ilginizi çektiğini ve böylece o sayfayla etkileşime girdiğinizi görüyor. Bu sayede bu sayfanın gönderilerinin duvarınızda görünmesine öncelik veriliyor.  Aynı şey arkadaşlarınızın gönderileri için de geçerli. Özetle, ilgi alanınıza göre duvarınız şekilleniyor dendiğinde aklınıza gelecek şey tam da affinity score.
Edge Weight:
Edge Weight Facebook’taki içerik türü sonucunda oluşan bir değer. Beğenilen, yorum yapılan veya paylaşılan içerik ileti, fotoğraf, link veya video olması durumlarına göre farklı değerlendiriliyor. Fotoğrafın daha yüksek puan getirdiğini söyleyebiliriz. Aynı zamanda fotoğraflar etkileşimi de olumlu etkilediğinden karşılılı bir fayda söz konusu oluyor. Bir markanın linkini diğerinin paylaştığı fotoprafı da beğenirseniz, fotoğrafını beğendiğiniz sayfanın paylaşımlarını daha fazla görebilirsiniz.
Time Decay:
Zaman faktörü de elbette EdgeRank’ın oluşmasında etkili. Çünkü EdgeRank sabit bir değer değil. Zaman geçtikçe arakdaşlarınız veya sayfalar yeni gönderilerde bulunuyor ve bu her gönderi için EdgeRank yeniden hesaplanıyor ve haber akışınız ona göre oluşuyor. Daha önceden çok fazla aksiyon alan popüler içerik zaman geçtikçe alt sıralara düşüyor ve en sonunda da haber akışınızın derinliklerinde kendine yer buluyor.
EdgeRank temelde bu 3 faktörle şekilleniyor. Marka sayfaları kullanıcıyla etkileşime girebilmek için ciddi bir rekabet içinde. Facebook’ta kim daha fazla kullanıcının haber akışında yer alabilecek? İşte bu yüzden EdgeRank önemli.
Yazı hayli uzun oldu ancak yine de EdgeRank’ın nasıl artırılabileceğine değinmek istiyorum. İnfografikte de görebileceğiniz gibi EdgeRank’ı bazı kurallara dikkat edildiğinde artırabilmek mümkün. Temel nokta kullanıcılarınızla etkileşime girebilmek ve bu etkileşimi artırmak.Sonrasında EdgeRank da artıyor. EdgeRank artınca takipçilerinizle etkileşime girme şansınız yükseliyor. Gördüğünüz gibi böyle bir döngü mevcut.
EdgeRank algoritması Facebook tarafından zaman içinde geliştirilmekte ve yeniden düzenlenmekte. Bu yüzden sosyal medya uzmanları/danışmanları  yönettikleri sayfalar için bu faktörler ışığında stratejiler geliştirmeli.


Twitter Facebook Delicious Digg Stumbleupon Favorites More